Uganda

Dünya Üretimindeki Sıralama : #7.
Ortalama Yıllık Üretim : 5.000.000 Çuval ( 60kg’lık)
Kahve Türleri : Kent, Typica, SL-14, SL-28, Robusta
En önemli Üretim Bölgeleri : Bugisu (Mt. Elgon), Victoria Gölü Havzası,Batı Uganda,Nil Nehri Batısı
Hasat Ayları : Ekim- Şubat (ana hasat dönemi) / Nisan-Ağustos (düşük hasat dönemi)

Uganda Kahve Çeşitlerimiz

Anadolu Pars Gıda olarak Uganda’nın organik olarak yetiştirilmiş Robusta çeşitlerini ülkemize ithal ederek kahve severin ve üreticilerin beğenisine sunmaktayız.

Menşei

Tanımı

Çuval Kg

İşlem

Özellik

Uganda

Robusta AAA 18 Elek (Türk Kahvesi Karışımına uygun)

60

 Naturel

 AAA

Robusta AA 15 Elek (Türk Kahvesi Karışımına uygun)

60

 Naturel

 AA

Robusta A 12 Elek (Türk Kahvesi Karışımına uygun)

60

 Naturel

 A

Kahve Yetiştirilen Bölgeler:

Bugisu: Ağır dokulu, tatlı ve çikolata profiline sahip kahveler yetişir.
Rakım : 1600-1900 metre
Hasat Sezonu : Ekim-Aralık
Yetişen ürünler : Typica, SL28, SL14 ve Kent
Batı Bölgesi: Karla kaplı Rwenzori Dağının eteğinde Arabica kahve yetişir. Drugars diye adlandırılır. Bu bölge de genelde Meyvemsi tatlar ve iyi asidite profiline sahip kahveler yetişir.
Rakım :1500 metre
Hasat Sezonu :Ekim-Aralık
Yetişen ürünler :Typica, SL28, SL14 ve Kent
Victoria Gölü: Burada büyük ölçüde Robusta yetişmektedir.
Hasat Sezonu : Yıl boyunca
Yetişen ürünler : Robusta

Uganda Hakkında

Uganda, Robusta kahve türünün ana vatanıdır ve ülkedeki ticari kahve üretimi 20. yüzyılın başlarına kadar uzanır

Uganda Kahve Tarihçesi

Robusta bir zamanlar Victoria Gölü’nün kuzey kıyılarında yabani olarak büyümüştü. Kahve, 1840’lardan 1890’lara kadar Buganda Krallığı’nın Victoria Gölü bölgesinde egemen olduğu Baganda halkı arasında popülerdi.

Bagandalılar yabani Robusta’yı evcilleştirdi ve ev bahçelerinde yetiştirdi. Robusta ayrıca önemli kültürel öneme sahipti ve esas olarak geleneksel ve kültürel törenler için kullanıldı.

Avrupalılar Doğu Afrika’ya girdiklerinde, Robusta bitkilerinin ve bölgenin verimli topraklarının ikili potansiyelini gördüler. Dini ve kültürel farklılıkları etkisiz hale getirerek, tüm ayrı krallıkları ve grupları tek bir varlık olarak yönetilebilir hale getirmeye çalıştılar. Bunu yapmanın yollarından biri, Robusta’nın Bagandan kültüründeki önemini kademeli olarak en aza indirmekti. Sömürgeciler, Bagandalılara kahve içmenin veya çekirdeklerini çiğnemenin sağlıksız olduğunu söylediler. Robusta kültürde önemini yitirirken, İngilizler onu metalaştırmaya başladı.

Arabica Cinsinin Ülkeye Gelişi

Avrupalı ​​ve Asyalı yerleşimciler Arabica çeşitlerini Uganda’ya getirdiler. 1914’te ülkedeki ilk plantasyonları (ekim alanlarını) kurmuşlardı. Aynı zamanda İngiliz sömürge hükümeti büyük ölçekli Robusta ekimi için tarlalar kurarken, komşu Etiyopya ve Malavi’de yetişen Arabica çeşitlerini de tanıtıyorlardı.

İlk günlerde, kahve çiftlikleri çoğunlukla Orta Uganda’da bulunuyordu. Bu merkezi bölgenin daha alçaktaki arazileri, Robusta ekimi için idealdi. Bununla birlikte, ilk zamanlar kahve için çok sıkıntılıydı. 1920’lerde İngilizlere ait en eski mülklerin çoğu, I. Dünya Savaşı ve İspanyol Gribi salgınıyla birleştiğinde düşen fiyatların ağırlığının altında çöktü.

İngilizlere ait plantasyonların dağılması, Uganda kahve üretiminde bir boşluk bıraktı. Ugandalı küçük çiftçiler boşluğu doldurmak için devreye girdiler ve ülkedeki hem Robusta hem de Arabica kahvesinin en büyük üreticileri oldular.

Yirmi birinci yüzyılın başında, Uganda nüfusunun neredeyse %20’si nakit gelirlerinin çoğunu veya tamamını kahveden elde ediyordu. Ve kahvenin etkisi Uganda’da büyümeye devam etti. 1996’dan 2000’e kadar kahve, tüm ihracat gelirlerinin yaklaşık %60’ını oluşturuyordu. Daha sert ve büyümesi daha kolay türler olduğundan tabii ki, bu büyümenin çoğu Robusta’daydı. Arabica, piyasaya sürüldükten sonra bir asırdan fazla bir süre boyunca Uganda’da destekleyici bir rol oynadı. Arabica üretimi genişlemiş olsa da, Robusta’nın ülke çapında Arabica üretimine oranı hala %20 civarında.

Arabica Üretimi Genişliyor

1990’ların başında kahve endüstrisinin liberalleşmesiyle başlayarak, artan liderlik ve kahve sektöründeki yatırımın bir araya gelmesi, insanların ciddi şekilde Arabica yetiştirmeye ve ondan para kazanmaya başlamasına izin verdi. Arabica yatırımlarının çoğu Doğu’da Elgon Dağı’nda ve Batı’da Rwenzori dağlarında gerçekleşti çünkü koşullar Arabica yetiştirmek için bu bölge ideal. Doğuda, Elgon Dağı yanardağını çevreleyen verimli volkanik toprak, verimli kahve çiftlikleri sağladı. Ayrıca batıda, Rwenzori dağlarının Arabica için mükemmel olan yüksek rakımları mevcuttur.

Uganda, 2030 yılına kadar toplam üretimde %20-25’lik bir artış hedefliyor. Bu hedef ülkenin kahve üretiminde daha iyi olmasını sağlayabilir. Hedefe ulaşmak için fiyatları istikrara kavuşturmak, üreticiler için teşvikleri iyileştirmek, yerel işgücünün beceri setlerini ve profesyonel uygulamalarını geliştirmek son derece önemlidir.

Yeni Kanunlar Yeni İşleme Altyapısını Teşvik Ediyor

Uganda’daki çiftlik yapısı Etiyopya ve Kenya’ya benzer. Kahve sektöründe yaklaşık 5 milyon kişi veya 1,7 milyon hane istihdam edilmektedir. Kahve, Uganda’nın en büyük ihracat ürünüdür ve yıllık 550 milyon dolar bir değere sahiptir. Yetiştirilen tüm kahvelerin %85’i 2,5 hektardan daha az arazi sahibi olan küçük çiftçiler tarafından yetiştirildiğinden, Uganda yüksek kaliteli, küçük partili özel kahveler üretmek için muazzam bir potansiyele sahiptir. Çiftliklerin çoğu, aynı zamanda geçimlik ürünler yetiştiren ailelere ait olduğundan ve genel verimlilik düşük kaldığından, nüfusun neredeyse ¾’ü tarımda istihdam edilmektedir. Bu tür aileler, küçük arazilerini kullanmanın en iyi yolunu belirlemek için zor seçimler ve birçok varsayımla karşı karşıya kalıyorlar. İhracat ürünlerinin fazla üretildiği yıllarda fiyatın düşük olması sebebiyle aç kalıyorlar. Bu dönemlerde faturalarını ödeyemiyorlar. Bu sebepten, Etiyopya gibi Ugandalı küçük çiftçiler de kahvelerini geleneksel gıda ürünleriyle birlikte ekiyor.

Uganda’da, uygun yetiştirme uygulamalarına ilişkin bilgi ve girdi eksikliği nedeniyle kahve verimi düşük kalmıştır. Çiftçiler giderek daha fazla İyi tarım uygulamaları kullanıyor ve sonuçlarını görüyor.

Başarılı kahve çiftçilerinin, kaliteli kahve üretimi konusunda daha az başarılı olan diğer küçük çiftçilerden arazi satın alma eğilimi artıyor. Yeni sahipler, ağaçları ve araziyi yeniden canlandırmak için bilgilerini ve özverilerini kullanıyorlar. Ek arazilerin eklenmesi, hem çiftçiler hem de kalite için iyileştirme anlamına gelir. Daha fazla toprağa sahip olan çiftçiler, kahve ağaçlarını besleyecek ve aileleri için geçimlik ürünler ekecek alana sahip oluyor.

 

Uganda çiftçileri, ancak daha büyük ve daha güvenli bir gelirle, altyapı ve üretimi geliştirmeye ve hatta yeni yetiştirme ve işleme yöntemlerini denemek için zaman ve parasal yatırımlar yapabilirler.

 

Anadolu Pars Gıda olarak Uganda’nın organik olarak yetiştirilmiş Robusta çeşitlerini ülkemize ithal ederek kahve severin ve üreticilerin beğenisine sunmaktayız.